Depremin üzerinden 15 ay geçti, yeniden Hatay’dayız. Her şeye rağmen bahar gelmiş kadim kentte. Yeşeren enkaz boşlukları, doğanın iyileştiriciliğini bir kez daha gözler önüne koyuyor. Doğa kısmında her şey yolunda olsa da insan boyutunda durum pek öyle değil. Antakya, Defne ve Samandağ’da insanların çok büyük kısmı konteyner kentlerde kalıyor. Yardımlar giderek azalmış, bölgede hizmet veren birçok kuruluş, kademeli olarak çekiliyor. Bir yurttaş bu konuda şu yorumu yapıyor “Sadece yardımla yaşamak, bir yerden sonra kenti dilenci kent yapacak. Sorun yardımların azalmasından ziyade ekonomik döngünün başlamaması.”
“SOĞUKTAN AĞLADIK”
Geçen 15 aya karşın belirsizlik en temel konularda bile devam ediyor. Yurttaşlar daha ne kadar konteynerde kalacaklar, evler ne zaman bitecek, kimlere nereden teslim edilecek belirsiz. Her gün yeni bir sorunla uğraşmaktan yaslarını yaşamaya fırsat bulamıyorlar. Bir kısmı yasını yaşamaya fırsat bulamazken başka bir kısmı “Bu acı dinebilecek türden değil” diyor. Siyasetçiler bu zor zamanlarda yanlarında olmadığı için seçim ve sonuçları kimsenin gündeminde değil. Öte yandan kimle 15 dakika konuşsanız, hâlâ sohbet 6 Şubat gecesi ve sonrasına bağlanıyor. Dört çocuğu olan bir konteyner kent görevlisi, “Deprem sonrası günlerce arabada kaldık. İlk kez o zaman çocuklarım için soğuktan ağlamıştım” derken o günü yaşıyor. Başka bir söz ise yıkımın boyutunun keskinliğini iliklerinizde hissettiriyor: “Kalanları saymak ölenleri saymaktan daha kolay.”
“TYP BEKLENTİSİ”
En öncelikli ihtiyaç sorusunun yanıtı iki harf, tek kelime. Ev ve iş. Çocuklara ve gençlere “En acil neye ihtiyacınız var?” dediğimizde aldığımız yanıt “ev”, yetişkinlerde ise “iş”. Birçok yurttaş için tek çalışma alanı TYP (“Toplum Yararına Programlar”). Birçok farklı meslek sahibi insan bu sayede ayakta durabiliyor. Ancak belirsizlik orada da kendisini şu sözlerle gösteriyor: “Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘TYP süresi 24 ay olacak’ dedi ama sonrasında bir gelişme olmadı. Bari bu söz resmiyet kazansa, somut bir adım atılsa…”
Kısacası 15 ay geçmiş olsa da Hatay’da, “Unutulanlar dışında yeni bir gelişme yok.”